Bizim topraklarda babadan oğula miras,sağlam bir gelenektir.Osmanlı
zamanında babadan oğula taht kalıyormuş ama n’apalım kader işte bize de babadan
sefasıyla da cefasıyla da miras olarak taraftarlık kalıyor…
EVLADIMA MİRAS BU SEVDA
Takım tarafı olmakla ilgili düşüncelerimi size bir
erkek taraftar gözüyle aktaracağım.Bunu özellikle belirtiyorum çünkü yanlış anlaşılmalara mahal vermek istemiyorum.Ama hazır lafı açılmışken sosyal ağlarda ortam yapmak amacıyla takım tutan,yarım yamalak bilgileriyle,adam akıllı araştırmadan,bilmeden,sırf yakışıklı futbolcu tutkusuyla olayla dahil olan-Marco Reus için Dortmund’lu olanlar- bayan arkadaşlar da hiç samimi değiller bence.Bu da benim düşüncem.
Her tribünde olması gereken bir bayan taraftar
Konumuza dönersek,
Takım tarafı olmak zor iştir,öyle her yiğidin harcı değildir bu işin hakkını vermek.Bir tarafı desteklemek,bir şeyler için uğraşmak,uğruna kendinden bir şeyler vermek,kaybetmek,değerlerine sahip çıkmak,tuttuğun
takımın stadını evin bellemek,o takımı bir babanın evladına sahip çıktığı gibi sahip çıkmak,onu bağrına basmaktır asıl olay.
Takımına bağlı bir taraftar olmak,sadık olmak çok önemli bir mevzudur,öyle
herkes beceremez. Zaten bu taraftar olma olgusuyla ilgili yanlışlar çok fazla
bizim toplumumuzda. Taraftar olan adam takımını her ortamda eğrisiyle doğrusuyla
her koşulda destekler,ona sahip çıkar
tıpkı sevdiğine,ailesine sahip çıkıyormuş gibi.Eğer bunu yapabiliyorsa işte o zaman gerçek bir taraftar olur. Yoksa kendi takımının yaptığı her şeyi iyi,doğru,güzel diğerlerininkini yanlış,kötü,düşmanca diye değerlendirir,amaçsızca,körü körüne savunur durar sadece.İşte yanlış olan şey budur.
tıpkı sevdiğine,ailesine sahip çıkıyormuş gibi.Eğer bunu yapabiliyorsa işte o zaman gerçek bir taraftar olur. Yoksa kendi takımının yaptığı her şeyi iyi,doğru,güzel diğerlerininkini yanlış,kötü,düşmanca diye değerlendirir,amaçsızca,körü körüne savunur durar sadece.İşte yanlış olan şey budur.
Taraftar adam yanlışı doğrudan ayırt edebilmelidir.Yoksa sevgisi sadece
sempatizanlıkla sınırlı kalır.
Taraftar dediğin cefakar olur.
Taraftarlık gerçekten zor bir müessesedir.Hele ki bizim ülkemizde bambaşka bir zorluğu vardır.Bir kısım insanlar taraftarlığı rakibine saygılı,takımına değer veren ve her türlü olaya karşı bir duruşu olan bir olgu olarak görür. Bir kısım insanlar ise,takımının zor duruma düşmesini önemsemeden,tuttuğu takımı kendince güçlü kılmak adına her türlü pisliği yapan bir olgu olarak görür. He bir de ortamlarda örnek taraftar olup,el altından her türlü pisliğin içinde olan kertenkeleler var ki onlara diyeceklerim sayfalara sığmaz !
Taraftar adam takımına sadık olur!Stada gidecek,lisanslı formasını
alacak,kombinesini alacak,kulübüne elinden geldiğince desteğini sağlayacak...Tabi ki mali durumu buna el vermeyen taraftarlarda olabilir.Onlarda desteğini
manevi anlamda en üst düzeye çıkaracak,takımını her daim takip edecek,gerektiğinde
takımının yanında duracak,fırsat bulduğu anda takımının peşinden koşacak.Özetle
taraftarlığın hakkını verecek !
Taraftar dediğin sadık olur!
Yabancı ülkelerdeki taraftarlarla bizim ülkemizin taraftarlarını kıyaslamak
bence haksızlıktır. Çünkü oradaki bütün sistemi yöneten şey ; beyin. Bizdekini
siz biliyorsunuz. Gerçekten de bizdekilerin beyni yok fikri var! Bu güzel
tespit için teşekkürler Cem Hocam.
Bizim taraftarların yabancı taraftarlara kıyasla handikaplarından biri de,üzerlerinde
uygulanan çeşitli algı operasyonları. Maalesef ülkedeki medya daima
çatışmalardan beslendiği için taraftarlar sürekli bir kaosun içine çekilmeye
çalışılmakta. Hele ki yaptıklarına spor programı diyen o şaklabanlar...Reyting
uğruna yapmayacağı şey olmayan o kanallar … Bu genelleme içine maalesef kendine
Türk sporunun en büyük destekçisi diyen,yayıncı kuruluşumuz Lig TV'yi de dahil
ediyorum.Çünkü algı operasyonlarının asıl operatörü bunlar! Yanlı
yayınlar,yalan haberler,takım başkanlarına,renklerine beslenen kinler hep bir
kaos oluşturmakta.
Ülkemizdeki futbol programlarından bir tanesi.
Tüm bunlara rağmen taraftarlığın ne demek olduğunu bilen,bütün bu
olumsuzluklara rağmen taraftar olmanın bütün gerekliliklerini yerine getiren ve
bizlere “Her zaman bir umut vardır” dedirtebilen bütün taraftar ağabeylerime,ablalarıma
ve kardeşlerime kendi adıma sonsuz
teşekkür ederim.
Takımının renklerini dünyanın en güzel renkleri olarak addeden,
formasını,armasını kutsal bir sembol olarak gören,stadını mabed bilen,hocasına,başkanına
futbolcusuna saygı duyan,rekabetin değerini bilip onu çirkinleştirmek yerine
zenginleştirmeye çalışan her bireye,taraftarlık müessesine yaptıkları ve
yapacakları tüm katkıları için teşekkürlerimi sunarım.
Unutmayın,
ya taraf olursunuz ya da bertaraf olursunuz !
Görüşmek üzere...