10 Nisan 2015 Cuma

Nedir Bu Deplasman Golünün Olayı ?

Tarih 22 Şubat 2007.O günlerde henüz 10 yaşına dahi girmemiş bir çocuk taraftar olarak Saraçoğlu'nda 3-3 sonuçlanan,AZ Alkmaar-Fenerbahçe UEFA Kupası 3. tur rövanş maçının 2-2 son bulmasıyla deplasman golü ile tanışmıştım.Totalde skor 5-5 olmasına rağmen elenmemizi o günlerde hiç anlayamamış ve kabullenememiştim,hala daha da içimde bir yaradır.Tümer'in ilk maçta attığı o efsane gollerin bir manasının kalmamasına üzülmemek ne mümkün?

 
                                Bu kural sayesinde yüzü en çok gülen o oldu.                                   

Peki nedir bu deplasman golü?

Deplasman golleri kuralı, futbol ve diğer sporlarda, çift maçlı eliminasyon sistemiyle oynanan turlarda eşitliği bozmak için kullanılan bir yöntemdir. Deplasman golleri kuralına göre, iki maç toplamında sonuçlar eşitse, deplasmanda daha fazla gol atan takım kazanır. Bu durum, zaman zaman "deplasmanda atılan goller iki gol sayılır" diye de bilinmektedir.

AZ  maçları sonucunda anlayamadığım bu kuralı kısaca "deplasmanda atılan goller iki gol sayılır" olarak aklıma yerleştirmiştim ki zaten bu kuralı kavramanın en basit yolu da buydu.

Peki ya bu kural neden uygulanıyor?

Yaklaşık 50 yıldır kullanılan bu kuraldaki asıl amaç Avrupa'da uzun süren deplasman yolculuklarının ve harcanan paraların yarattığı dezavantajı kapatmak için öne sürülmüştü.O dönemin şartlarına göre gayet mantıklı bir kuraldı da.Bu kuraldan önce Avrupa kupalarında iki maç eşitlikle neticelenirse,genellikle tarafsız bir sahada play-off maçı oynanıyordu.Bu karşılaşma neticesinde de sonuca ulaşılmazsa para atışı yapılıyordu.Yani 3 maçlık emeğinin sonucunu alabilmen %50 lik bir şans değerine bağlıydı.

Bir diğer amacı da,iç ve dış saha maçlarındaki dengeyi sağlamaktı.Takımları daha çok hücum etmeleri için cesaretlendiren bir kural olmuştu,lakin şuan bu durum ev sahibi takımları savunma yapmaya zorluyor.Bunun en bariz örneği geçen sene Jose Mourinho'nun illallah dedirten Chelsea'sisinin Şampiyonlar Ligi yolculuğu süresince kendi evinde sergilediği tabiri caizse "Kalenin önüne otobüs park etmek" dediğimiz sonuç almaya dayalı olan oyun anlayışıydı.Dolayısıyla şuan bu kuralın hala bu niyetle devam ettiğini söyleyebilir miyiz,tartışılır.
                                                         Sonuca dayalı futbol anlayışı.

Gelişen yaşam koşulları doğrultusunda deplasman yolculuklarının yeni bir kıta keşfetmekten ziyade bir geziye dönüştüğü şu günlerde bu kuralın geçerliliğini koruyup korumaması gerektiği de tartışılır hale geldi.Hiç şüphesiz ki artık futbol sahaları eskiye göre çok daha gelişmiş durumda.Tabi bu genellemeye Türkiye'yi dahil etmek pek mümkün değil.Bu konuyla ilgili "Kötü zeminde iyi bir maç oynandığını göremezsiniz" diyordu Arsene Wenger.Hatta o kadar önemli bir hale geldi ki bu konu,Pep Guardiola Barcelona'yı çalıştırdığı günlerde San Siro'daki bir maç öncesi sahayı sulamadıkları gerekçesiyle Milan'ı UEFA'ya şikayet etmişti.Bu da modern futbolun geldiği seviyeyi ve dolayısıyla da deplasman golü için bahanelerin de azaldığını gayet net gösteriyor.

Wenger,deplasman golünden oldukça şikayetçi.


Peki,vakti zamanında bu kuraldan dolayı yolculuğunu mutlu sonla bitirenler ya da acı son ile bitirenler kimler,bir bakalım.
___________________________________________________________________________

NOT:BU BÖLÜM FOURFOURTWO TÜRKİYE NİSAN SAYISINDAN ALINTIDIR.

MUTLU SON İLE BİTİRENLER

PSV Eindhoven(1987-88):
Disiplinli bir savunma anlayışı ve deplasmanda sergiledikleri kontratak futboluyla ün yapan Guus Hiddink'in ekibi;o sezon Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finalde Bordeaux,yarı finalde de Real Madrid'i elemeyi başarırken,Hiddink,yaklaşık 20 yıl sonra Inıesta'nın golü  sebebiyle bu kuralın kurbanı olacaktı.


AC Milan(1989-90):
Arrigo Sacchi'nin Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonu ekibinde Baresi,Maldini,Rijkaard,Van Basten gibi yıldızlar vardı.Buna (aralayan golü Stefano Borgonovo atmıştı.










Barcelona(1991-92):
Barcelona taraftarına "Kaiserslautern" ya da "Bakero" dediğiniz zaman istisnasız hepsinin dizleri çözülür!Bakero'nun 90'ıncı dakikada attığı gol,Katalan ekibinin ikinci turda Kaiserslautern'i eleyip finale giden yolda önemli bir adım atmasını sağlamıştı.




ACI SON İLE BİTİRENLER


Bayern Münih(1980-81):
Bavyeralılar bu kuralı çok seviyor olmalı;zira 2006-07'den bu yana tam dört kez bu sayede tur atladılar.Ne var ki bundan 35 sene önce şans yanlarında değildi.Ray Kennedy'nin 83. dakikada attığı gol,Şampiyon Kulüpler Kupası finaline Liverpool'u yolluyordu.







Manchester United(2001-02):
Bu kural Bayern Münih'in aksine Manchester United'ın birçok kez aleyhine işledi.Bunların arasında en yıkıcısı ise büyük ihtimalle Leverkusen'e karşı toplamda elde edilen 3-3'lük skor sonrası finalde Madrid'in rakibi olma şansını kaçırdıkları sezonda yaşandı.







Inter Milan(2002-2003):
Deplasman kuralı nedeniyle kaybetmek zaten kötüyken bir de bu felaketi kendi evinizde yaşadığınızı düşünün... O sezon Şampiyonlar Ligi yarı finalinde şehirlerinin takımı Milan'a toplam 1-1'lik skorla elenen Inter taraftarının hayal kırıklığını tahmin edebilirsiniz.
___________________________________________________________________________

                                                                      BONUS:



Fenerbahçe-AZ Alkmaar:

Fenerbahçe'nin yüzüncü yılında ligde dolu dizgin ilerlediği günlerde UEFA Kupası 3. turunda o günlerde hocalığını yapan kişi bugünlerde Manchester United'ın hocalığını yapan ve geçen yaza Hollanda Milli Takımı ile elde ettiği Dünya 3.lüğü ile damga vuran Louis Van Gaal'den başkası değildi.Ancak rakip takımdaki tanıdık tek isim o değildi.Bugünlerde Kardemir Karabükspor'un kalesini koruyan Boy Waterman,2009 yılında yolu Türkiye'ye düşüp Kasımpaşaspor forması giyecek olan ve ilk maçta da AZ'nin 2. golünü atan Nourdin Boukhari,o günlerde 20 yaşında bir genç olan Jeremain Lens,bu günlerde Tottenham orta sahasının demirbaşlarından olan Moussa Dembele ve Trabzonspor efsanesi olan,eski Kasımpaşaspor Teknik Direktörü Şota Arveladze.Kısacası şu yakınen tanıdığımız bir çok isim o günlerde bize karşı mücadele vermişti.

Fakat Fenerbahçe'nin kadrosu da 100. yıla yakışır,iyi bir kadroydu.Hocalığını bir sonraki sene Şampiyonlar Ligi'nde kulüp tarihine geçecek başarılar elde edecek olan "Beyaz Pele" Arthur Zico'nun yaptığı takımın stoperinde Diego Lugano,orta sahasında Appiah,ileri ucunda Kezman,onun arkasında Alex de Souza,Tuncay Şanlı ve iki karşılaşmanın da yıldızı olacak olan Tümer Metin oynuyordu.
                                 
İlk maçı Tümer'in iki efsane golü ve Tuncay'ın harika kontrolü neticesinde topu ağlarla buluşturmasıyla 3-3'lük skor ile sonlandıran Fenerbahçe ikinci karşılaşmaya çok hızlı başladı.Tümer ve Alex'in 15 dakika içinde attığı peş peşe gollerle avantajı kendi lehine çeviren Fenerbahçe,ikinci yarıda,64. dakikada savunmanın dengesiz yakalanması neticesinde ilk golü yedi,ardından da 87.dakikada kullanılan serbest vuruş neticesinde yediği kafa golü neticesinde elde ettiği 2-2'lik skor ile "deplasman golü kuralı" sebebiyle UEFA Kupası'na 3. turda veda etmişti.

1.MAÇ:FENERBAHÇE 3-3 AZ ALKMAAR    
2.MAÇ:AZ ALKMAAR 2-2 FENERBAHÇE

MUTLU SON İLE BİTİREN:AZ Alkmaar ACI SON İLE BİTİREN:Fenerbahçe.

Peki ya ne yapılmalı?Bu kural kalkmalı mı,yoksa devam mı etmeli?Alternatifleri neler olabilir?
Bu soruları Manchester United'a sorsanız kesinlikle kalkmasından yana olacaktır,ama Bayern Münih'e sorsanız tam tersini söyleyecektir,bundan emin olabilirsiniz.
Bu sorular yaklaşık 50 seneden beri tartışıldığı gibi uzun süre daha tartışılmaya devam edecek gibi gözüküyor.Devam ettiği sürece de üzerine konuşabileceğimiz bir çok hikayeye de kaynaklık edecektir.

(FourFourTwo Türkiye Nisan sayısında yer alan Jonathan Fadugba imzalı yazıdan faydalanılmıştır.)


                                                                                                            CANER EFE
                                                                                                          @alexferdison

0 yorum:

Yorum Gönder